Rusya-Ukrayna savaşı, 2022’nin Şubat ayında başladığından beri dünya gündeminin en önemli maddelerinden biri olmuştur. Çatışmalar, her geçen gün daha da şiddetleniyor ve iki taraf da ağır kayıplar veriyor. Ancak Kasım 2023, bu savaşın en yoğun ve yıkıcı dönemlerinden biri olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor. Belli bir zaman dilimi içinde, özellikle son aylarda, hem askerî hem de sivil kayıpların hızla arttığı gözlemlenmektir. Kasım ayı, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sivil ve asker kaybıyla "en kanlı ay" unvanını aldı. Bu yazıda, savaşta gelinen noktayı ve kayıpların arkasındaki olası sebepleri detaylandıracağız.
Kasım ayında, uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından yapılan açıklamalara göre, hem Ukrayna hem de Rusya ordusu kayıpları ile karşı karşıya kaldı. Özellikle çatışmaların yoğunlaştığı Donbas bölgesinde, hava saldırıları ve askeri harekâtlar sırasında kayıpların arttığı bildirilmiştir. Sivil halka yönelik saldırılar, bu ayın özellikle acı veren bir yanı olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, Kasım ayı itibarıyla yaklaşık 10 bin sivil hayatını kaybetmiş durumda. Bu rakam, savaşın ilk aylarında kaydedilen sivil kayıplardan çok daha fazla ve savaşın giderek daha da kanlı bir hale geldiğini gösteriyor.
Çatışmaların kapsamı ve yoğunluğu, iki tarafın da elde etmek istediği stratejik hedeflerle doğrudan ilişkili. Rus ordusu, stratejik öneme sahip bölgelere yönelik saldırıları arttırırken, Ukrayna savunma hattını güçlendirmeye ve muhalefet gösterilerine yanıt vermeye çalışıyor. Bu süreçte, her iki taraf da yeni askeri taktikler ve donanımlar kullanarak saldırılarını sürdürmektedir. Ancak yaşanan çatışmaların sonuçları, her iki ülkenin de insan kaynakları üzerinde büyük bir baskı oluşturmakta.
Kasım ayında yaşanan bu kayıplar, sadece Rusya ve Ukrayna’yı değil, uluslararası toplumun da dikkatini çekmiş durumda. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, çatışmaların artmasından duyduğu kaygıyı dile getirdi. Özellikle sivil kayıpların önlenmesi adına daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletler, bu duruma müdahale etmek amacıyla çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmayı sürdürüyor. Ancak bu girişimlerin ne kadar etkili olacağı konusunda belirsizlikler hâkim.
Birçok uzmana göre, Rusya-Ukrayna savaşı, önümüzdeki aylarda da benzer bir seyir izleyebilir. Taktiksel olarak her iki taraf da savaşta üstünlük sağlama çabasında olduğundan, kayıpların artmaya devam etmesi muhtemel. Özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla, çatışmaların doğası değişebilir. Kış koşulları, savaşa yeni bir boyut katarken, sivil nüfus üzerinde de ağır yükler oluşturacaktır.
Sonuç olarak, Rusya-Ukrayna savaşında Kasım ayı, hem askeri hem de sivil kayıplar açısından kritik bir dönüm noktası oldu. "En kanlı ay" olarak tarihe geçecek bu dönemde, savaşın seyrinin nasıl değişeceği ve uluslararası toplumun bu duruma ne şekilde müdahale edeceği merakla bekleniyor. Zira savaşın sona ermesi için kalıcı bir çözüm bulunamadığı takdirde, önümüzdeki dönemlerde bu tür kayıpların artması kaçınılmaz görünen bir gerçek. Uluslararası camia, insan haklarına saygılı bir çözüm için acil adımlar atma sorumluluğuna sahip olmalıdır.